Kategori: Hasan Teoman
Bir gazetecinin günlüğünden… Sporu, magazine tercih edenler utansın!
Gazetelerin spor kadroları, takımların maç kadroları gibi güçlü olmalıydı bir zamanlar… Rekabet salt sahada yaşanmazdı; spor servisleri de yıl içinde birbirlerinden transfer ettikleri ya da yeni ‘ustalarla’ güçlerini tazelerlerdi… Ve […]
Yürüyen sandalyeler
Her daim solda oturmayı istemek gibi kötü bir geleneğim vardır… Toplu taşımada, yolda, sinemada, yemek masasında, deniz kıyısındaki bankta… Sol yanıma oturtmak istemem kimseleri; direnirlerse, direnirim! Solu sevmek, solda durmak, […]
Bir ustanın ölümü…
Kişi sağdır, arasından konuşulur; kişi ölmüştür, ardından yazılık… Sevimsiz bir alışkanlık dünyada kalanlar için… Gönül istemese de bir şeyler karalarız iyi bildiklerimiz için… Giderek yitiriyoruz sevdiklerimizi… Yakın uzak dinlemeden tek […]
Birlikte yaşamak…
İyiler ve kötüler, birbirleri için vardır… Tarihin zeminini oluşturan ekonomik mücadelenin temelinde, yoksullar ile varsılların bitmeyen çelişkisi yatar. Bir başka söylemle, zıtlıklar ekonomiyi, ekonomik çelişkiler tarihi yaratır. Avını paylaşmak istemeyen […]
Bir ömür mü, bir gün mü?
Yılda bir günümüzü de anamızı ‘düşünmeye’ ayıralım mantıksızlığının, gelişmiş kapitalist batının tüketim çılgınlığına katkı sunduğunu hepimiz biliriz. Doğu toplumlarının analar ve babalar üzerinde yükselen iki dayanakla yükseldiğini anımsatırsak, iki uygarlık […]
Mutasyona uğrayan bizleriz…
Amerikan filmlerinin karakteristik görüntüsüdür; önceleri yadırgardım… Özellikle, savaştan dönen biraz da kafayı yemiş zavallı askerlerin buluşmaları beni üzerdi. Koca ülkenin bir barında karşılaşırlar, ne fantastik bir rastlantıysa… Uzun yıllar birbirlerini […]
Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!
Mudanya şimdi bana yabancı… İçine girmeden, caddelerinde dolanmadan, hal kahvelerinde simit eşliğinde demli çay içmeden, poyrazında üşümeden, dost ve arkadaşların yarenliğine bulaşmadan yaşanmıyormuş! Her sesin birbirine çarptığı, martı seslerinin insan […]
Ellili yaşların gençliği
Her kişi, ömür yolunun üzerindeki iki can alıcı dönemeci hatasız geçmek ister… Biri 15’li yaşların başıbozukluğudur… Ergenlik sivilcelerinin utangaçlığı yüzleri kızartırken, yürekler gizliden gizliye okulun güzelleri ya da yakışıklıları için […]
Uykunuzdan uyandırır, canlandırır, heyecanlandırır!
Uykunuzdan uyandırır, canlandırır, heyecanlandırır! İki yılda iki kitap… ‘Zeytinlik Devrimcileri’ ve ardından ‘Başı açık Düşünceler…’ Biri Mudanya temalı Öykü, biri toplumsal içerikli Deneme… Üretmek, insan ayrıcalığının birincil koşuludur… Toprakta üretirsiniz, sanayide üretirsiniz, kültürde üretirsiniz; […]
Ay Büyürken Uyumam!
Darbeleri tanımlama şeklinin en mantıklısı, bence ‘Sabah ilk gelen koltuğu kapar” benzetmesidir… Ben buldum dersem pek inanmazsınız, bu iddiada da değilim zaten; yüreğine darbe yemiş her vatansever, el çabukluğunu bu […]